Geçen Nisan ayının son günleriydi. İnternette karşılaştığım bir video utanç duygumun zirve yapmasına sebep oldu. Bu video Rojava’da çekilmişti. 22 yaşında Alman bir genç olan Kevin Jochim’ın röportajıydı. Kevin o kadar güzel Kürtçe konuşuyordu ki şaşkınlıkla izliyordum kendisini. Rojava’da YPG’ye katılan ve DAİŞ’e karşı savaşan bu genç benden 10 kat daha güzel Kürtçe konuşuyordu. Videoyu evdekilere gösterdiğimde onlardaki şaşkınlık da gözlerimden kaçmamıştı. Ayrıca Kevin’ın bir de Kürtçe adı vardı. Dilsoz Buhar! Bu ismi hiç unutmadım. Röportajında “arkadaşlarım için ölmeye geldim” diyordu. Ne yazık ki bugün o isteği gerçek oldu. Bu bende ayrı bir utanca sebep oldu. Almanya’dan kalkıp Rojava’ya giden Dilsoz’un yapmak istediği şeyi yapmayı çok istiyordum. Ancak bunu yapamıyordum. Bu bende ilk günden beridir utanca sebep oldu. Orada olmak, onunla beraber direnmek isterdim. Burada kaldığım her gün için kendimden biraz daha utanıyorum. O kadar saçma dertlerimiz var ki anlatamam. Bunları tek tek anlatıp Dilsoz’un adının geçtiği bu satırları kirletmek bile ayrı bir rezillik olur. Seni hiç unutmayacağım küçük komandan
Şehid namırın!