Tarihi Yarımada´nın, hem Byzantion’a hem de İstanbul’un başkentlik ettiği Doğu Roma ve Osmanlı imparatorluklarına ait pek çok tarihi kalıntıyı barındırmasına rağmen ne yazık ki üzerinde gerçekleşen talan ve tahribatın önüne geçilemiyor.
Tarihi Yarımada üzerinde yaşayan insanlar da, yerel yöneticiler de bölgenin tarihi dokusuna gerekli hassasiyeti gösteremiyorlar. Bugün, Fatih ilçesi sınırları içerisinde yer alan bölgede, adım attığınız her yerde bir tarihi değeri çiğneyip geçiyor olmanız mümkün. Bunlardan biri de Zeyrek Mahallesi, Kadıçeşmesi Sokak’ta yer alan kemer kalıntısı… Zeyrek’e gittiğinizde, bir sokağın asfalt yolu üzerinde açıkta kalmış, çöp içinde ve tahrip olmuş bir halde duran kemer yapısının üzerinden insanların geçip gittiğini, çocukların koşuşturduğunu görebilirsiniz. Kemer kalıntısı, olasılıkla Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalma bir yapıya ait. Asfaltın altında ise neler olduğunu ne yazık ki bilemiyoruz. Bildiğimiz şu ki, bu bölge Ortaçağ’da, Doğu Roma İmparatorluğu tarafından kamusal alan olarak kullanılıyordu. Bir kamusal alanda imparatorluğun su kemeri, sarnıç, kilise ve saray gibi en önemli yapıları yer alır. Dolayısıyla üzerine asfalt dökülmüş olan bu yapının küçümsenecek bir kalıntıdan ibaret olmadığını söylemek mümkün. Tarihi Yarımada içerisinde şehirleşmenin ilk geliştiği yıllarda bilinçsiz ya da belki umursamazca yapılan inşa faaliyetleri esnasında, kelimenin tam anlamıyla kültürel bir “talan” söz konusuydu. Kemerin ait olduğu yapı da bu talandan nasibini almış olmalı. Yine de bugün, gözlerimizin önünde, pencerelerimizin önünde, ayaklarımızın altında yok olan bir değere sahip çıkamıyor oluşumuz trajikomik bir gerçek olarak bu örnekle de karşımızda duruyor.